Bir gencin
büyük Hindistan hayalini gereçkleştirmek için verdiği mücadeleyi
anlatmaktadır. Gora, Hindu dininin gelenekleriyle, Hindistan’ın ingiliz
sömürgecilerin elinden nasıl kurtulabileceğini ve mücadelede dik duruşun
nasıl sağlanabileceğinin ilkeleri üzerinde durmaktadır. Geleneklerin
etkisiyle kadınların sosyal yaşamda çok da dikkate değer olmadığını
kabul etmektedir. Yalnız kalbine doğru bir pencere açan kadınla
karşılaştıktan sonra bu düşünce ilk önce, bilinç altında sorgulanmaya
başlar.
Ancak bu yaklaşımı kendisine daha önceden hatırlatan ve bu
konuda kendisiyle mücadele eden arkadaşı Binoy tarafından dikkat
çekilmiştir. Binoy Babu da başta Hindu geleneğinin etkisiyle kadınlara
karşı mesafeli duruken aşkın kalbin ta derinlerine etki eden okuyla
vurulunca, düşüncelerinde değişmeler yaşanır. Aşk Lolita ile Binoy Babu
arasında gelgitlerle yaşanır. Binoy Babu kitapta genel çerçevede karar
vermekte zorlanan, sevdiklerinin düşüncelerini dikkate alarak kendisini
onlar için feda edebilecek bir karakter olarak karşımıza çıkar.
Lolita’nın iğneleyici sözlerinden sonra kendisini ifade etmekte ve kendi
düşünceleriyle hareket etmekte gözle görülür bir mesafe alır.
Lolita
ise aykırı ve özgün bir kişilik sergileyen, geleneklerle ve kendisini
sınırlayan kurallarla mücadele eden bir kızıdır. Sonunda geleneklere ve
ailesine rağmen Binoy Babuyla evlilik kararı alarak evlenirler.
Suçarita,
başta Brahmo Smaj’a bağlı iken Gora’ya olan tutkusuyla Hinduizme
yönelen daha çok sabırlı bir tiptir. Sevdiklerinin etkisinde kalabilen
uysal kişiliğiyle dikkat çekmektedir.
Bayan Baroda, Brahmolara
bağnazlık derecesinde bir bağlılık sergilemektedir. Bu skolastik
yaklaşımın sonucu, öz kızının düğününe bile katılmaktan kaçınır. Onun
için modern, ilerici ve çağdaş olmak, İngilizlere özgü davranışları
sergileyerek benimsemekten geçmektedir.
Romanın tali kahramanı gibi
görünmesine rağmen Pareş Babu, kitapta bütün ağırlığıyla hissedilir.
Özellikle çocuk eğitiminde zincirleri kıran bir yaklaşımıyla Brahmo
Samaj cemaatinden aforoz edilir. Kızların değerinin olmadığı bir
toplumda Lolita ve Suçarita gibi kendi kararlarını verebilecek ve özgün
bir kişilik sergileyecek karakterde bir gençliğin yetişmesi için
gösterdiği özgün yöntem kitabın sonuna kadar kendisini hissettirir.
Başka
bir kadın, anne Anandomi ise büyük bir fedakarlık abidesi olarak
kendisini göstermenin yanısıra, kendisine has kişiliğiyle de dikkatleri
üzerine çekmektedir. Toplumun katı kast sistemine başkaldırışı ve
insanların sınıfsal farklılıklara tabi olmayacağını belirten söz ve
davranışlarıyla özgün bir insan prototipi çizer.
Panu Babu olarak
tanınan Haran, Brahmo Smaj’a bağlı Hinduizme karşı, İngiliz eğitmiyle
yetişmiş hırslı bir gençtir. Ama duyguları inancını geride bırakacak
derecede bencilcedir. Suçarita’ya olan aşkı, onu bir çok entrika
kurmaya, Pareş Babu ve ailesini yazılarıyla onları toplumda küçük
düşürmeye sevk edecek kadar içten pazarlıklıdır.
Suçarita’nın
teyzesi Harimohini ise cılız ve çıkarcı bir şahsiyetin imkanlara sahip
olduğu zaman neler yapabileceğini göstermesi açısından ilginç bir
tipleme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bay Geveze Satiş heyecanlı, yaramaz ve bir o kadar da çocuk olmanın saflığını gösteren bir karakterdir.
Roman
aşk, inanç, ülke sevgisi ekseninde dönmektedir. İnsanların bazen
inançları uğruna kendilerinden bile gizleyecekleri bir takım duygular
yaşayabileceklerini göstermesi açısından aslında duyguları deşifreye
yönelik bir romanda denilebilir.
Romanın finali gerçekten etkileyici
bir şekilde sona erer. Gora, Anandomi’nin öz annesi olmadığını ve bir
İrlandalının çocuğu olduğunu öğrenmesiyle, iç çatışmalarına, katı kast
sistemine karşı çıkarak kendisi olma cesaretini göstererek, bütün
hindistanlıların Müslümanıyla, Hristıyanıyla, Hindusuylakardeş olduğunu
benimseyerek Suçaritaya olan aşkını açığa çıkararak, Pareş Babu’ya
bağlılığını bildirir.
Okunabilir bir akıcılıkta ve kurgusal yapıya sahip etkileyici bir roman.
http://www.hikayeler.net/yazilar/62104/gora-ozeti-rabindranath-tagore-elips-yayinlari-/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder