Batı edebiyatının en önemli klasiklerindendir.
Flaubert'in şaheseridir. Eser, romantik, hayalci ve mantıktan çok
duyguları ile hareket eden bir kadının başından geçenleri ele alır. Bu
bakımdan, Romantizme bir tepki özelliği de taşımaktadır. Gustave Flaubert'ın
Madam Bovary adlı romanı, tasvirleri ve realist gözlemleri, kurgulanış
tekniğiyle batı edebiyatının en güzel şaheserlerinden biridir.
Madam Bovary Kahramanları (Kişileri)
Madam Bovary: Romanın ana kahramanıdır.
Aşırı derecede hayalci, güzel, ihtiraslı, lüks ve gösteriş meraklısı,
duygularıyla hareket eden, bencil, sorumsuz bir kadındır. Eserde sürekli
okuduğu aşk romanlarındaki gibi bir aşk yaşamı ve hareketli, lüks yaşam
ister.
Leon Dupuis: Madam Bovary'nin sevgilisidir. Avukat kâtibidir. Sıradan, ruhi derinliği olmayan bir insandır.
Rudolphe Boulanger: Maddi aşkı önemseyen
bir kır centilmenidir. Madam Bovary ile yasak bir ilişki yaşar.
Rudolphe, uzun süreli, gerçek bir aşk insanı değildir.
Homais: Eczacıdır. Kendi çıkarını düşünen, bencil, kötü niyetli, gururlu bir kişidir.
Heloi se Dubuc: Charles'ın ilk karışıdır.
Charles'tan yaşça büyük olduğu için kıskanç, hükmeden bir kadındır.
Çirkin ve sevimsizdir.
Berthe Bovary: Bovarylerin tek çocuğudur.
Charles Denis Bartholome Bovary: Charles'ın babasıdır. Sefahat düşkünü, yeteneksiz bir subaydır.
Rouault: Emma'nın babasıdır. Rahatına düşkün, ailesine önem veren, zengin bir köylüdür.
Marquis d'Andervilliers: Politikacıdır. Aristokrat bir aileye mensuptur. Madam Bovary'ye lüks hayatı tanıtır.
Leheureux: Madam Bovary'nin borca sürüklenmesine neden olan esnaftır. Vicdansız, bencil bir kişidir.
Charles Bovary: Madam Bovary'nin
kocasıdır. Madam Bovary'nin aksine, ihtirassız, kendi hâlinde, üstün
yetenekleri olmayan, basit, iyimser bir kişidir. Hayattan fazla
beklentisi yoktur. Elindekiyle yetinen bir kişidir. Doktordur.
Madam Bovary Özeti:
19. asrın ikinci yarısıdır. Charles
Bovary, Rouen'de eğitim görmektedir. Okulunu ailesinin sayesinde bitiren
Charles, doktor olur. Tostes adlı küçük bir kasabada mesleğini
sürdürmeye başlar. Charles, hırslı ve idealist bir insan değildir.
Elindekiyle mutlu olan bir kişidir. Annesi, onun başarılı olması için
çaba sarf eden, onu yöneten bir kadındır. Annesi, bu pek yetenekli
olmayan oğlunu dul bir kadınla evlendirir. Dul eşi ile mutlu olamayan
Charles bu hayata yine de katlanır.
Charles, doktor olduğu için kasabadan her
kesimle ilişki kurmaktadır. Kasabanın ileri gelenlerinden Rouault'la
dost olur, evlerine gidip gelmeye başlar. Bu arada, huysuz karısı ölür.
Bir süre geçtikten sonra, Charles Rouault'un kızı Emma ile evlenir.
Sakin, huzurlu bir hayat arzu etmektedir.
Emma ise, romantik bir genç kızdır.
Evlilikten beklentileri Charles' ınkinden çok farklıdır. Sürekli
romantik aşk hikâyeleri ve romanları okuyan Emma, bunların tesirindedir.
Hareketli, heyecanlı, derin bir duygusal ilişki hayal etmektedir. Fakat
evlilikten beklentileri gerçekleşmez, zamanla hayatını monoton ve can
sıkıcı bulmaya başlar. Bir gün evlerine gelen eski bir aristokrat olan
Marquis d'Andervilliers onun bu isteklerini iyice kamçılar. Marquis
d'Andervilliers, ona Paris'in lüks yaşantısındaki ihtişamından,
eğlencelerinden bahseder. Bu günden sonra, Emma Bovary iyice hayatından
hoşnutsuzluk duyar.
Hayalindeki yaşama erişecek maddi gücü
olmadığı için çabaları başarısızlıkla sonuçlanır. Hamile olmasına
rağmen, bu hoşnutsuzluk onu çok etkiler ve uzun süren bir hastalık
geçirmesine neden olur. Onun isteklerini anlayamayan kocası Charles,
Emma'nın sağlığı için başka bir yere, Yonville'l Abbaye'ye taşınır.
Burada pek çok kişi ile tanışmak, Emma'ya biraz daha iyi gelir. Eczacı
Homais ile Leon en sık görüştükleri kişiler olur. Emma ile Leon arasında
duygusal bir yakınlık baş gösterir. Leon, Emma'ya Charles'tan daha
anlayışlı davranır. Emma, zihnindeki aşk tasavvurunu bu ilişkiye yükler.
Oysaki aralarında gerçek anlamda bir ilişki yaşanmaz. Leon, bir süre
sonra Emma'nın aşırı hassasiyetlerinden ve hayallerinden bıkar, kasabayı
terk eder.
Emma, hayal kırıklığına uğrar. Bocalar.
Fakat hâlâ hayalindeki yaşamı arzulamaktadır. Kasabanın önde gelen
çiftçilerinden biri olan Rodolphe ile tanışır. Rodolphe aşkı duygusal
anlamda algılayamayacak kadar basit ve zevkperest bir insandır. Zamanla
Emma'yı kullanmaya başlar. Onu sevmez, sadece arzularına alet eder.
Oysa, Emma hayalindeki duygusal ilişkiyi bulduğunu sanır. Eşini aldatır.
Rodolphe ise sadece iyi vakit geçirdiği için mutludur.
Emma, her geçen gün müsrifleşir. Eşinden
habersiz alışverişler yapar, borçlanır. Eşini de kendi ihtirasları için
kullanır. Onun düztaban olan birini ameliyat etmesini ister.
Yeteneklerini ispat ederse çok meşhur bir doktor olacak, Emma'ya
istediği hayatı sunacaktır. Oysa ameliyat çok başarısız geçer. Adamın
ayağının kesilmesi gerekir. Büyük bir başarısızlık yaşayan Charles,
utancından dışarı çıkamaz. Emma, başarısız kocasından daha da nefret
eder. Rodolphe'ya kaçmaya karar verir. Rodolphe ise ona bir mektup
gönderir, ilişkilerinin bittiğini söyler. Bunun üzerine Emma hastalanır,
aylarca yatar. İyileşince, huzurlu, sakin bir yaşam sürmek ister,
kendini dine verir. Bu, çok uzun sürmez. Leon'a tekrar tesadüf edince,
eski arzularına geri döner. Leon değişmiştir. İlişkileri maddi bir aşk
olarak devam eder. Her hafta bir gün Leon'la birlikte yaşayan Emma,
gittikçe borçlanır. Kocası her şeyden habersizdir. Leon, kariyerine
ilişkinin zarar vereceğini düşünerek Emma'yı terk eder.
Emma, hem aşktan beklentisini alamamış
hem de borçlanmış biri olarak çıkmaz içindedir. Bir gün içinde 320 frank
ödemesi gerekmektedir. Sevgililerinden borç ister. Alamayınca âdeta
bütün hayatı altüst olur. Homais'in eczanesine gider,arsenik alır ve
yutar. Charles'ın yanında çırpına çırpına can verir.
Charles, karısını çok sevmektedir. Onun
ölümüne dayanamaz. Kederinden mahvolur. Kendine geldiğinde, evin
düzenini sağlamaya çalışır. Bir gün, Emma'ya sevgililerinden gelen
mektupları görür. Karısının onu yıllarca aldattığını anlar. Kısa bir
zaman sonra da ölür. Çocukları Berthe akrabaları tarafından büyütülür.
Kötü niyetli Homais ise emellerine kavuşmuş, şeref madalyası almıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder