YAZARI: (DOSTOYEVSKİ)
1822’ de Moskova’ da doğdu.
Koyu katolik olan bir ailenin oğludur. Babası doktordu. Hasta bir annesi
vardı.Evleri babasının çalıştığı hastanenin bitişiğindeydi.Ama babası
onun dış dünyayla, özellikle hastahaneyle ilişki kurmasını
yasaklamıştı.Dostoyevski bu yüzden içine kapanık bir çocuk olarak
büyüdü. Annesi ölünce babası içkiye düştü, oğluyla da ilgilenmedi. On
altı yaşına geldiği zaman Petersburg’ daki mühendis okuluna gönderildi.
Okuldayken babasının bir cinayete kurban gittiğini öğrendi. Bir daha da
onun adını ağzına almadı. Bu arada hayallerinin ürünlerini vermeye
başladı. Yarım yaratılmış insanların hikayesi olan “
insancıklar “ adlı romanını yazdı. Bundan sonraki dönemlerde aydınlarla
birlikte hareket etti. Çarı devirip yerine cumhuriyet yönetimini
getirmek için yapılan hareketlere katıldı.En sonunda tevkif edildi. Önce
ölüm cezasına çarptırıldı, kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgüne
çevrildi. Çarın emriyle Sibirya’ ya kürek mahkumluğuna gönderildi. Omak
kalesinde ayakları zincire bağlı olarak dört yıl kaldı. Bundan çok
etkilendi, ruhunda silinmeyecek izler meydana geldi. Bunun sonucu olarak
sara nöbetlerine tutuldu. 1859 yılında Petersburg’ a yeniden dönme izni
çıktı. Geçimini sağlamak için durmadan yazdı.Eserlerinde güçlü
psikolojik çözümlemeler vardır.İnsan ruhunu kendi hayat tecrübelerini de
katarak ustaca yansıtmasını bilmiştir.Çocukluğundan beri rüyalarını
dolduran yoksul, merhamata layık, garip insanların romanlarını yazmaktan
büyük zevk duyuyordu. Ölü Bir Evden Hatıralar,Ev Sahibesi, Budala ,
Karamazof Kardeşler, kumarbaz önemli eserleridir.
KİTABIN ÖZETİ:
Dört aydır evin kirasını verememişti.
Evin sahibi onu mahkemeye verecekti. Uzun süreden beri hasta olmasına
rağmen yaşlı Teteri kadının evine gidebilirdi. Daha önceki yüksüğe 1.5
Ruble veren kadın yeni getirdiği saate baktı ve “1.5 Ruble” dedi.
Raskonikov kabul etmek zorundaydı çünkü kata çıkana kadar kimseyle
karşılaşmamıştı. Yaşlı kadın, kız kardeşi ile beraber kalıyordu evde.
Çok zengin olmasına rağmen, kız kardeşi hiç miras bırakmayacaktı. Kız
kardeşini çoğu zaman döver, onun her işini takip etmesi gerektiğini
düşünürdü.
Raskolnikov 1.5 Rubleyi aldı ve dışarı
çıkıp bir meyhaneye gitti. Marmeladov yan masada oturuyor olmasına
rağmen taşınıp sohbet etmekten kendini almamıştı. Marmeladov eşini çok
seviyordu ve üç çocuğunu da; ama çok içyordu. O kadar ki ailenin geçimi
için Sonya fahişelik yapmak zorunda kalmıştı. “Ne kadar fedakar bir kız
bu Sonya” diye düşünmekten kendini almamıştı. Raskolnikov Marmeladov ‘un
evine gittiklerinde eşi haykırışla onları yumruklamaya başladı. Hep
içiyordu ve evdeki 20 Rubleyi götürüp içkiye vermişti. Marmeladov
Raskolnikov cebindeki 50 Kapik’i oraya bırakarak uzaklaştı. Eve geldi,
yorgundu. Nastasya bir mektup getirdi. Raskolnikov heyecanla okumaya
başladı mektubu. Annesinden gelmişti mektup. Annesi kız kardeşi
Dunya’dan bahsediyordu. Dunya, Luzhin adında çift memurluğu olan 45
yaşındaki biriyle evlenecekti. Hem Luzhin onların eşyalarıyla beraber
Petersbur’ga gelmesi için yardım edecek, gelmelerini sağlayacaktı.
Annesi, 60 mil ötedeki tren yoluna gitmek için bir araba ayarladığını,
trende ise 3 ncü sınıfta güzel bir yolculuk yaptıktan sonra Petersburg’a
gideceklerini ve onu çok özlediğini yazıyordu.
Raskolnikov “Bu evlilik olmayacak” diye
düşündü. Dışarı çıktı ve birkaç saat dolaştıktan sonra yorgun düşüp bir
yerde uyukladı. Kötü bir rüya gördükten sonra uyandı. Eve gitti. Saat
7’ye yaklaşıyordu. Saat uygundu. Aşağıdaki baltayı alacak kimseye
gözükmeden yaşlı tefeci kadının evine gitti. İçeri girerken onu kimse
görmemişti. 2 nci katta boya yapan adamlarda onu yukarı çıkarken
görmemişlerdi.
Tefeci kadının evine girdi ve ona bir
kültablası uzattı. Kadın kültablasına bakarken baltayı kafasına
indirmişti. Kadının ölü bedeni yerde yatıyordu. İçeri daldı ve dolaptan
sadece rehin verilmiş, birkaç parça altını cebine aldı. Yaşlı kadının
kız kardeşiyle içeride karşılaştı. Kızın şaşkın bakışları altında
baltayla onu da öldürdü. Doğrusu bir kişinin toplumdaki binlerce kişinin
refahı ve mutluluğu için ölmesinin bir zararı yoktu. Üstelik bu tefeci
kadın çok kötü biriydi. Kapıda birkaç kişi kapıyı vuruyorlardı. Hiç
evden çıkmayan tefeci kadının, çıkacağı tutmuştu. Raskolnikov titriyor,
dışarı çıkıp her şeyi itiraf etmek istiyordu ama yapmadı.
Dışardakilerden biri kapının içeriden sürgülü olduğunu fark etti. Yaşlı
kadına bir şey olduğunun farkına vardılar. İki kişi Kapıcıyı çağırmak
için aşağı indi. Bu kaçmak için tam fırsattı, Raskolnikov kapıyı açtı,
hızla merdivenlerden inmeye başladı, aşağıdan gürültü gelmeye başlayınca
Raskolnikov boyacıların dairesinin kapısının arkasına saklandı ve
kapıcı ile üç adam yukarı çıkınca o da dışarı çıkıp değişik bir yoldan
eve gitti. Baltayı aldığı yere bıraktı. Çok korkmuştu ve titriyordu.
Aldığı mücevherleri ve kıymetli takıları dışarıda bir yerde saklamayı
ihmal etmedi.
“2 gün geçti hala uyanmadı” diye
düşünüyordu Üniversite arkadaşı Razumikin. Doktor Zozimov hastalığı atıp
kendisine geleceğini söylüyordu. Ama Raskolnikov uyanınca arkadaşını ve
doktoru isteksiz bir vaziyette evden kovdu ve dışarı gidip bir bara
oturdu. Eski gazeteleri okurken yanına gelen bir polis memuru melenkolik
ve deli bir ruh haliyle cinayetten bahsedip, üstü kapalı her şeyi
anlattı. Korktuğunu, endişelendiğini hiç hissettirmedi.
Ertesi gün eve geldiğinde annesi ve kız
kardeşi Dünya’ nın kendisini beklediklerini gördü. Çocuğun halini gören
anne şaşkınlıkla titriyordu. Onu ertesi gün bay Luzbinin geleceği
görüşmeye çağırırken korkmuştu. Ertesi gün bay Luzbin onları ziyaret
etttiğinde, Raskolnikov haklı çıkmanın gururu ile gülüyordu. Bay Luzbin
kız kardeşi çok aşağılamış, onların fakir bir aile olduğunu
değerlendirerek fazla istekte bulununca evden kovulmuştu. Hemen ardından
Raskolnikov “elveda” diyerek evden ayrıldı. İnanamıyordum. Annesi
oğlunun bu tavırla doğrusu ağlamaktan başka yapacak bir şeyleri yoktu.
Raskolnikov melenkolik halde evi terkederken her nasılsa arkadaşı
Ramuskin’e onları emanet etmeyi de ihmal etmemişti.
Bay Marmeledov’un cenazesi için evine
gittiğinde Sonya’da oradaydı Sonya’ya karşı inanılmaz bir his içindeydi.
Ailesi için Sonya’nın yaptığı fedekarlık onun gözlerini büyülemişti.
Birkaç gün boyunca Sonya’yı düşündü ve fırsat buldukça onunla konuşmaya
çalışarak geçirdi vaktini.
Polis memuru porifiri Raskolnikov’un
(Mihailovis adında genç biri cinayeti işlediğini itiraf etmiş olmasına
rağmen) cinayet işlediğini biliyor ve onun psikolojik durumunu bildiği
için, itiraf etmesi için onu sıkıştırıyor ama tutuklamayacağını
söylüyordu. Cinayeti işlediğini Sonya’ya itiraf etmişti. Sonya’da
Raskolnikov’a “gidip teslim olmasını, yere kapanıp Allah’tan ve
insanlardan özür dilemesini” istiyordu.
Sonuç olarak Raskolnikov vicdanının
verdiği acıya dayanamayıp suçunu polise itiraf etti. 1.5 yıldır
Sibirya’daydı Raskolnikov. Petersburg’ a, Razumukin ve kardeşi Dunya
evlenmişlerdi. Mahkeme Raskolnikov’un iyi hali, parayı kullanmadığı,
daha önceki yaşamında verimli bir üniversite öğrenimi yaptığı, fedakar
kişiliği ve kendi kendine teslim olmasından dolayı, çok az bir cezayla 8
yıl kürek mahkumiyetine çarptırıldı. Raskolnikov’u Sonya her gün
ziyaret ediyordu. Sibirya da ailesi ile sürekli mektuplaşan Sonya,
Ramuzkin ve Dunya’nın tek haber kaynağıydı. Raskolnikov, Sonya’nın
sevgisi ile hayata bağlandı ve geleceğin planlarını beraber hayal etmeye
başladılar.
ESER HAKKINDA:
Suç ve Ceza Dostoyevski’ nin en güzel eserlerinden biridir. Romandaki
ana düşünce, başkalarına yapılan suçun cezası mutlaka çekilir esasına
dayanmaktadır. Rusya’ nın büyük şehirlerinden birindeki yoksul halkın
hayatı dile getirilmektedir. Bu romanını paraya duyduğu ihtiyaç
nedeniyle yazdı. Eseri yazmaya başladığı zaman karısı ağır
hastaydı.Karısının başucunda beklerken bu şaheserini yarattı. İlk kez,
1886 yılında yayımlandı. Romanın kahramanı Rodion Raskolnikov’ un Rus
Faust’ u olduğunu söyleyenler var .Ortak yönleri ikiisnin de yoksul
öğrenci ; gururlu ve ihtiraslı olmalarıdır. Her ikisi de üstün
zekalarından ötürü duydukları gururla suç işlerler.Kendilerine bağlı bir
kadının aşkı ile doğru yolu bulurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder